İMZA, EĞİTİM PROGRAMLARINDA YER ALMALIDIR
İmza İnceleme / Adli bilimler uzmanı – grafolog olarak bu güne kadar yazılan imza inceleme raporları, uzman görüşü bilimsel mütalaa raporları yazımı sürecinde gözlemler, düşünceler, gerekenler aktarılmak istenilmektedir.
Geçmişten günümüze kadar rapor talebinde bulunan genç- yaşlı, kadın- erkek, eğitimli – eğitimsiz, her kademeden insanla görüşüldü. Her birisinin imzaları incelendi ve değerlendirildi. Önemli bir kısmına rapor yazıldı, rapor gerekmeyenleri de detaylı incelendi-gözlemlendi. Bu itibarla her kesim insanın imzaları inceleme ve değerlendirme imkânı bulundu. Bu kişiler ne tarzda imza oluşturuyorlar, belgelere nasıl imza atıyorlar, belgeleri nasıl okuyorlar, belge bilinçleri ne düzeyde gibi yüzlerce evrakta yüzlerce imza gözlemlendi.
1.1 Genel imza oluşumu; geleneksel taklit ve çiziktirme bütününden oluşmakta
Kabaca bahsetmek gerekirse, ülkemizde imza öğrenimi, tamamen doğaçlama gelişmektedir. Bir aile içerisinde baba veya anne nasıl imza atıyorsa ona yakın bir imza oluşumu ağırlıkta. Öğrenme süreci ilkokul terk seviyesinde eğitim görmüş bir kişi ile eğitimin en son aşaması olan prof ünvanı elde etmiş kişiler bile bir başkasını taklit yöntemi ile çiziktirme şeklinde imza oluşturmakta oldukları gözlemlendi. Dolayısıyla çok basit tersimli, güvenliksiz, taklide açık imzalar oluşmakta ve büyük riskleri beraberinde getirmektedir.
1.2 1940-1980 yılları arasında imza ve yazılar kaliteli
İncelenen evrakların bazılarında çok kaliteli imzalara rastlanmaktadır. İmzayı atan kişinin yaş durumu ve eğitim dönemi irdelediğinde özellikle 1940-1980 yılları arasında ilkokul mezunu insanların imzaları çok muntazam, grafolojik tanı unsurları bakımından çok korunaklı, kişisel özellik refleks yapılanmalar içeren kalitede oluşturuldukları gözlemlenmiştir. Bu imza sahipleri merak edilip incelendiğinde ilkokul 3. sınıf terk veya ilkokul 5 seviyesinden mezun kişilerden oluşmakta olduğu öğrenilmiştir. Zira o kişilerin el yazıları da harika olduğu görülmüştür. Anlaşılır tarzda, harflerin kelime bağı, kelimelerin çizgi üstünde konuşlanış biçimi, bağlantılar, cümle yapısı, bağlaçlar vs. muntazam. O yıllarda imza ile ilgili ne tür eğitim verilmiş, ilkokul seviyesinde bile bu başarı nasıl yakalanmış olduğu şaşılacak bir durumdur. Yıllanmış, sararmış, üzerinden yarım asır geçmiş bir belge üzerindeki yazıya ve atılı imza dikkatlice incelendiğinde belgeler üzerindeki imza ve yazının muntazamlığı hayranlık uyandırmaktadır. (Bu bölüm sosyal bilimle fakültelerinde yüksek lisans tezi olarak irdelenebilir)
1.3 1980 sonrasında imza kalite niteliğinde düşüş
1980 sonrası yazılar ve imzalarda ise yazının başında ifade edildiği gibi, ekseriyet itibariyle anlamsız çiziktirmelerden oluştuğu görülmektedir. İmzada bir anlam yoktur. Kişinin ismini – soy ismini çağrıştıran bir unsur bulunmamaktadır. Düz çizgi ve birkaç zikzaktan veya birkaç eğriden oluşturulmaktadır. Özellikle 1990-2000lerden sonra bilgisayar – dijital döneme geçilmiş olması, el yazısı yerine klavye – bilgisayar üzerinden yazışmaların yapılması, el yazısı ve imzanın kaliteli oluşumunda olumsuz etkiye sebep olmuştur. Her ne kadar dijital çağda yaşansa da senet, sözleşme, ahitleşme, alım satım, taahhüt, nikah, noter işlemleri gibi en önemli alanlarda el yazısı ve ıslak imza ile işlem yapılmaktadır.
1.4 İmza irade beyanıdır – onay – kabul işaretidir
İmzaya büyük sorumluluk yüklenmiştir. İmzalanmış bir belgede yazılı tüm sorumluluk imza sahibine aittir. Hiç okuma yazman bilemeyen bir kişinin attığı imzadan ötürü kişi mahkemece sorumlu tutulmuştur.(Bektaş A., 2023) Bir belgeye imza atmak demek, “kabul ediyorum- ben yaptım- onaylıyorum” anlamına gelen kişinin iradesini dışa vuran – beyan eden işaret olarak kabul edilmiştir.(Ayvaz S.,2012) Bir belgede imzası bulunan kişi belgede yazılı bütün maddelerdeki şartların getirdiği sorumluluğu kabul etmiş anlamına gelmektedir. İmzanın üzerinde / dolayısıyla imzayı atan kişinin üzerinde bu kadar ağır sorumluluk vardır.
1.5 Hapis ile sonuçlanan hukuki sorumluluk
Hukuki süreçlerde resmi makamlar imza sahibini sorumlu tutmakta, hatta neticesi itibariyle hapisle sonuçlanan kararlar olmasına rağmen, şekilsel refleks yapılanma olan kişiyi temsil eden imzanın, eğitim süreçlerinde ders olarak işlenmiyor olması dikkat çekici değil midir? Bu durum gözden kaçan çok önemli bir konudur.
1.6 Orta öğretimde imza dersi olmalı
İmza sorumluluğu eğitim süreçlerinin ortaokul seviyesinde genel kültür olarak işlenmeli, lise seviyesinde ise müfredata alınarak ders olarak işlenmelidir. İmza nasıl başlamalı, orta gövde kısmı nasıl oluşturulmalı, bitiş nasıl olmalı, kalem niteliği, belge türleri, sorumluluklar öğretilmelidir.
Çünkü öğretilmeyen imzaya ağır sorumluluk yüklenmektedir. Kişi, imzasını doğaçlama yöntemlerle öğrendiği halde kendisine göre güzel ve beğenisi yüksek imza attığını düşünmektedir. İmzanın genel görsel/tersim biçimi güzelliği ön planda tutulmakta ancak taklide açıklık veya kapalılık güvenlik kalite niteliği yönünden değerlendirmeye tabi tutulmamaktadır. İmzanın genel görsel güzelliği önemli olmakla birlikte kişisel refleks özelliklerini yansıtan detay unsurlarla yoğun şekilde oluşturulması gerekmektedir.
1.7 Sahtecilere dikkat edilmeli
Herkes, hayatın olağan akışında ilerlediğini düşünmekte ve yüksek güven – öz güven içinde yaşamaktadır. Hâlbuki üzerine sorumluluk almak istemeyen, sorumluluğu başkasının üzerine yıkmak isteyen veya kişinin mali gücünü, unvanını, başkaca kâr durumlarını kendi lehine kullanmak isteyen sahte kâr elde etmek isteyen sahtekârlar / çıkarcı kişiler imza taklidi yoluyla sahtecilik yapmaktadır.
1.7.1 Neler yapılmaktadır?
Eğer imza basit tersimli, seyrek istifli, basit çiziktirmelerden oluşuyor ise, biraz çalışma ile tıpa tıp benzeri yapılabilen imza türlerinde sahteci kolaylıkla taklidini yapabilmektedir. Sahteci kişi, kurban adına bir belgenin altını imzalamakta ve kurban hukuki sorumluluk altına girmektedir. Kâr ve kazancı sahteci kişi elde etmekte, yük ve sorumluluk imzası taklit edilen kurban kişinin üzerinde kalmaktadır. Kurban kişinin imzası çalınarak/taklit edilerek borç senedi düzenlenmekte, borçlu hanesine adı soyadı, adres bilgileri yazıldıktan sonra iki tane de taklit imza atılmakta, kurban kişinin hiç haberi olmadığı halde borç yükü altına sokulmaktadır. Eğer taklit imza olduğu ispat edilemezse, imza sahibi senet üzerinde yazılı borcu ödemek zorunda kalmaktadır. Sadece senet değil buna benzer hukuki sonuç doğuracak onlarca sahtecilik yapılmaktadır. İmzasını oluştururken imza kalite yönünden önlem almamış ve basit tersimli imza atan kişiler, hukuki sorumluluğu taşımak zorunda kalmakta, adliye koridorlarında çare peşinde koşmaktadırlar.
1.8 İmza oluşumu nasıl gelişmektedir
İlk harflerin öğrenildiği yaşlarda oluşan beyin öğrenme kalıpları, kişinin imza ve yazısının ana referans kaynağı şeklinde etkisini sürdürmektedir.Kendine özel kabiliyetler, beyinsel refleks ritmikler, nörolojik gelişim süreçleri; öğretmen, okul, anne baba, aile çevresinin doğrudan ve dolaylı etkileri, harf rakam oluşumu, kağıt üzerinde konuşlanma biçimi, satır üzerindeki yeri, birbiri arasındaki mesafe, hızı, eğimi gibi refleks yapılanmalar gelişmektedir. Bu durum yıllar geçtikçe bazı değişimlere uğrasa da ilk dönemde öğrenilen ana kalıbın etkisiyle gelişmekte, ana öğreti pek değişmemektedir.
Bu durum kişisel kimlik bilgisini oluşturmaktadır. Kişinin refleks hareketlerle oluşturduğu harf, rakam, kelime, cümle, imza adeta kişinin kimliği gibi kişiye özel hale gelmektedir.
Yazı-imza oluşumu yılların alışkanlığına bağlı olarak (özenle) düşünülmeden ve tasarlanmadan hızlı, işlek, seri şekilde oluşturulmaktadır.
İmla yazım hatalarıyla bütünleşik öğrenilmişse aynı nitelik ileriki yıllarda da izlerini sürdürmektedir. Kusursuz şekilde öğretilmiş ise o özellik gelişerek devam etmektedir. Bu durum stilometri olarak tanımlanır. Kişinin yazım stili tespit edilebilirse ve başka belgede de aynı stil izine rastlanırsa yazı yazan kişinin kimlik tespitini yapmak mümkün olabilmektedir.
Kişinin yazım stili kişiye özeldir. Taklit edilemez. Taklit edilirse, taklit eden kişi aynı refleks sistemine sahip olmadığı için ilk bakışta benzer gibi görsel benzetme yapsa da detay refleks yapılanmada başarı sağlama imkânı yoktur.
Temel fark, imza yazı sahibi, çok detaylı tasarlamadan alışkanlığa bağlı olarak hızlıca refleks hareketlerle harf, rakam, cümle ve imzaları oluşturmaktadır. Ancak taklitçi kişi başkasına ait imza atmayı planladığında gerçek imzanın her detayını önceden çalışması gerekir. Uzun zamana bağlı olarak alışkanlık kazanmış olması gerekir. Uzun yıllarda oluşan refleks sistem kısa süreli çalışma ile elde edilebilecek bir kazanım değildir. Başarılı taklitçi kişi, genel tersim biçimi yani görsel olarak benzetme yapabilir. Ama yazının kalem akışı ve işlekliğine bağlı geçişler, bukleler, keskinlik, ovallik, uzunluk, kısalık, metrik durum, eğim, yön, mesafe, baskı, gibi onlarca refleks detayı inşa etmesi olanaksızdır.
1.8.1 İmza nedir nasıl tanımlanır?
İmza; kişinin ilköğretimden itibaren eğitim süreçleri boyunca yazı yazma alışkanlığına bağlı olarak, 2-4 santimetre kare alan içerisine, çeşitli evsaftaki kalem veya yazı aracı olan aletler aracılığı ile, çoğunlukla kağıt yüzeye veya başka yüzeylere, alışkanlığın getirdiği refleks hareketlerle, seri, işlek, sık veya seyrek istifli, hafif veya yoğun baskı- presyonla, düşünmeden tasarlamadan, anlamlı (ad-soyad dizini) veya anlamsız şekiller bütününden oluşan, kişiye özel karakteristik hareketler barındıran şekiller bütüne denilmektedir.
1.8.2 İmza nasıl olmalıdır?
İmza kişinin iradesini dışa vuran, “kabul ve tastik ediyorum” anlamına gelen şekilsel bütün olarak tanımlanır.
1.8.3 İmza oluşturulurken hangi unsurlar olmalıdır?
- Ad veya soyadın harflerinin bir kısmını içermelidir.
- Ovallikli dönüş,
- Keskin dönüş,
- Dikey hat,
- Farklı presyonda geçişler,
- Sık istifli grama iniş çıkışları,
- Düz çizgi,
- Nokta imleci,
- Birden fazla kalem kaldırma refleks yapılanması,
- Meyil
- İstikamet
- Sağa doğru 2-3-4 cm genişlik
- Dikey olarak 2-3 cm boyutunda olabilecek bazı unsurları bulunmalıdır.
Bir imza oluşturulurken yukarıdaki unsurlar imzaya yüklenmesi halinde ileri seviyede kaliteli, korunaklı, taklidi zor, kişiyi ifade eden, muntazam imza olacaktır.
Maalesef günümüzde yaygın olarak atılan imzalarda yukarıda belirtilen özelliklerin ancak bir kaçı bulunmaktadır.
Son Yazılar
- İMZA, EĞİTİM PROGRAMLARINDA YER ALMALIDIR
- ADLİ BELGE İNCELEMELERİNDE KURUMSAL VE TEKNOLOJİK YAKLAŞIMLAR BAŞLIKLI
- SAĞ EL SOL EL – OTURARAK VE AYAKTA YAZILAN YAZILARDA OLUŞAN FARKLAR
- Kanal 12 de Sefa KABAALİOĞLU ile TÜKETİCİ BİLİNCİ Programın Adli Bilimler Soruları Yanıt Bulacak
- BİLYE UÇLU KALEMİN İZ BIRAKMA NİTELİĞİ
Son yorumlar